10 Eylül 2014 Çarşamba

Düğün zamanı…

Nişan koşturması keyifli. İnsanın kafası çok fazla şeyle bölünmüyor (hoş ben o şartlarda bile tonlarca liste ve saati saatine yapılan programlarla çıkabildim işin içinden ve tam 10 ayımı bu hazırlık aşamasının keyfini çıkarmaya ayırdım) ama gel gelelim düğün dedikleri…

Düğün denince insanın gözüne beyazlar içinde süzülen masal kahramanı gibi bir gelin gelse de bence o kanaviçenin bir yüzü, diğer yüzde hepimiz 
işte tam da böyleyiiiiiiz :)


Yazarken bile nereden başlasam bilemiyorum:)

Zaten düğün kelimesiyle birlikte her kafadan bir ses yükselmeye başlıyor…  Düğün olmalı mı olmamalı mı?

Düğün olmalı!
Erkek için ne kadar gerek var tartışılır ama gelinlik giyme hayaliyle büyüyen kızlara, bence kimse bu teklifi yapmasın… Kimse o gelinliği giydikten 15 dk. sonra çıkarmak istemez!

Ve sonrasında curcuna devam eder, her şeyi tezcanlılıkla halletmeye çalışan hevesli kızla, yaaaaa aşkım dur halleriz yaaaa’cı erkek hep karşı karşıya gelir. Kız kızar, erkek anlamaz. 
Çözüm bulunmaz.

Ama erkek kendince haklıdır, kaçmıyordur ki hiçbir şeyden, zaman kavramları çoook farklıdır, zaten onun için düğün dediğin birkaç adımdan ibarettir. Tarih alınır, yer tutulur, gelinlik - damatlık seçilir, bir de işte nikah şekeri - davetiye gibi 1-2 detay vardır. Ama kız için öyle mi… Şuraya yazmaya üşeniyorum, saymakla biter mi diye düşünüyorum… Gelin çiçeğinin otunu ayrı sapını ayrı düşünen biri olarak bu işlerin içinden nasıl çıkarım bilemiyorum :)

Ayrıca düğün başlı başına bir organizasyonken, bunun balayı programı var, kınası var, gelin hamamı var, evi var, mobilya seçimi var, tadilatı – yerleşmesi var, var da var :)


Şimdiden içime ağır bir kasvet çöktüğünden detayları, adımları, hazırlık aşamalarını sakinleştikçe yazacağım…

Bana ve benimle aynı dönemlerde bu telaşları yaşayacak arkadaşlarıma şimdiden kolay gelsin...

Yalnız değilsiniz ;)

26 Ağustos 2014 Salı

OMG Nişan Partisi - 3. Yıl Dönümü


Nişan tarihine karar verirken bize özel olmasını istedik ve yıl dönümümüze denk getirdik. 25 Mayıs’ta 3 olacaktık :) Pazar gününe denk geldiği için Cumartesi, yani 24 Mayıs’ta başlattık ama tabii ki 25’ine bağladık ve 3. yılımızı da kutladık :)

Nişan yapacaklara en büyük tavsiyem mutlaka arkadaşlarıyla eğlenecekleri mini bir parti organize etmeleri. Öyle güzel anılar bırakıyor ki :)
Biz mekan olarak Shereton Otel’in en üt katında bulunan Qubbe’yi seçtik. Burayı her zaman çok beğenmişimdir, şimdi nişan partimizin burada oluşu mekanı bizim için çok daha özel kıldı…

Ev kısmının hazırlıkları kafamda oturur oturmaz parti organizasyonuna başladım. Artık çok eğlencli fikirler var partiler için ama her şeyin size özel olması bi başka :) Burada yine işimin avantajlarından faydalandım, canım arkdaşlarım bana çok yardımcı oldu. Mesaj sloganlarımı kendim yazdım, ohhh içimden geçenleri bir bir söyledim :) kız arkadaşlarım için dev tektaşlar aldım, değişik maskeler, renkli gözlükler, masalara konfetiler…


Mekan süslemesi tamamen size ait Qubbe’de. Zaten kendi şatafatı oldukça yerinde olduğundan ben sadece biraz kişiselleştirdim bir de yerlere gold -  mor balonlar koydum…

Ve tüm bir günün telaşından sonra Qubbe’ye geldiğimizde bütün bunları evde unuttmuştum! Neyseki yoldaki arkadaşlarımızdan rica ettik, dönüp aldılar :)


Çıkış şarkımız: 

Nişan için bizden çıkış ve pasta şarkısı istediler. Çıkış şarkısı olarak son dakikaya kadar kafamda bir şey yoktu ama işe giderken radyoda duyduğum an kahkahalarla “İşte bu!” dedim. Orkun önce olmaz dedi ama birkaç kere dinleyince hak verdi… Bizim ki gerçekçi ve eğlenceli olsun istedik! 
Nişanlanıyoruz ve ne yaptığımızı biliyoruz a dostlar! :)

İşte buyrun;


 Çok çok çok o kadar çok eğlendik ki, hiç oturmadık… DJ’le müzik konusunda konuşurken tarzı 90’lar Türkçe pop olarak seçmiştik ama en son hatırladığım kare Orkun ve erkek arkadaşalarının entarisi dım dım yar eşliğinde tek ayak üzerinde tren şeklindeki dansları :)

Devamını fotoğraflar anlatsın…

Ütü yapmam -  yemek belki…

Hihi :) Orkun'un özel talebi bu konuşma balonu, yüz ifadesiyle de hakkını vermiş canım…


 Kendimi bulamadığım fotoğraflar :)


  
Güzel günümüzü, mükemmel hale getiren canlar! 
Hepinize bir kez de buradan teşekkürler!





16 Temmuz 2014 Çarşamba

Biz nişanlandık vol2 - Kız isteme merasimi - Nişan töreni


Çok teferruatlı ama bir o kadar da keyifli bir süreç “nişan” dedikleri… Planlı programlı gidince de her şey gayet kolay halloluyor…


Mekan seçimi: 
Bizde isteme söz faslı biraz adet yerini bulsun diyeydi. Biz yıllardır birlikteyiz, ailelerimiz tanışıp görüşüyor. O nedenle isteme ve sözü ayrı yapmaya gerek yoktu. Böyle olunca dışarıda bir mekana gerek olmadı. Kaldı ki nişan için düğün kıvamında bütçe ayırmak yerine düğün bütçesini büyütmek çok daha doğru bir tercih bana kalırsa.


İkramlar: 
Bloglardan en çok yararlandığım konu sanırım budur. Evde nişanda ne yapılır, ne ikram edilir? Biz 50 kişiden biraz fazlaydık. Ben ikram konusunda görselliği de biraz fazlaca önemsediğim için hem göze hem damağa hitap edecek yiyecekler bulmaya özen gösterdim. Aklımda salon masasını açık büfeye çevirip şık bir sunum yapmak vardı.

Biraz detaycı bir insan olarak yerleşim konusunda kabuslar görünce, 
işimi şansa bırakmak istemedim :)
Tuzlular
·      Boşnak böreği
·      Su böreği
·      Kağıtta patates topları
·      Kanepe çeşitleri
·      Minik poğaçalar
·      Patlıcan dolması
·      Yaprak dolması
·      Kağıtta çerkez tavuğu
·      Amerikan salatası
·      Minik simitler
·      Minik pizzalar

Tatlılar
·      Cupcake’ler
·      Siyah ve beyaz çikolatalı ekler
·      Kurabiyeler
·      Kupta muhallebi

İçecek
·      Ev yapımı limonata (Ev için belirlediğimiz konsept pudra rengiydi. Süslemelerden yiyeceklere her şeyin o tonlarda olmasına özen gösterdik. Limonatayı da gıda boyasıyla birazcık renklendirdik.)
·      Hazır içecekler

Canımın içi o

Nişan pastası: 
Ahhh ah. Nişan pastamı kendim yapacaktım, ama onca işin içinde araya bir de tatil sıkıştırmışken koskoca pasta boyumu aşar dedim. Neyseki kendim kadar güvenebileciğim Mehtapçım vardı. Sağolsun sıkışık zamanlamasına rağmen beni kırmadı. Her detayını benimle paylaştığı bi sanat eseri çıkardı ortaya… Bu işte yeni sayılmasına rağmen yılların pastacılarına taş çıkaran keskin köşeli, 2 katlı, figürleri de birebir bize benzeyen müthiş bir pasta yaptı bize. Masada yeri çoktan hazırdı ve herkes hayran kaldı… Üzerimdeki büyük yükü böylesine başarıyla kaldırdığı için bir kez daha teşekkür ediyorum Candy Fırınım’a :)

Elbisemizden saçlarımıza, belimizdeki 
fiyonktan çiçek tacımıza kadar aynıyız :)



Nişan hatırası: 
Saklanacak bir hatıra olsun istediğim için tercihim lavanta kesesi oldu. İnternette modellere bakarken gündüz elbisemle uyumlu bir model bulur bulmaz sipariş verecek bir yer aramaya başladım ve sonunda buldum. Nişanımız Mayıs ayında olacaktı ve ben Ocak’ta siparişi verdim. Bu ne acelecilik diyebilirsiniz ama her sey bir bir kafadan çıksın istedim. Tarih konusundaki tüm endişelerim, keseler elime ulaştığında bitti. Çünkü hepsi tek tek hava geçirmez şekilde paketlenmişti ve 4 ay sonra keseleri açtığımızda her yer buram buram lavanta koktu. Düşünenelere gönül rahatlığıyla Kar Tanesi Tasarım Atölyesi'ni tavsiye edebilirim.


Davetiye: 
Evde yapılan nişana davetiye mi olur diyebilirsiniz ama olur. Maksat davetiyeyle çağırmak değil hatta o kadar değil ki nişandan 1 hafta önce annemle bir tatil kaçamağı yaptığımız için davetlilerimizin çoğuna nişanda davetiye verdik :))) Amacımız güzel bir hatıra daha yaratmaktı. Başkaları atsa da biz ilerde bakıp bakıp mutlu olacağız. Davetiyemizi kendim tasarladım. Hiç kimseye hatta Orkun’a bile göstermedim. Basılır basılmaz bir iş çıkışı buluşup ona sürpriz yaptım. Reklamcı olmanın avantajlarını kullandım, ben yazdım, tasarladım; canım arkadaşlarım çizip bastırdı… Gören herkes davetiyemize hayran kaldı, tanımayanlar bile saklamak için almak istedi. İşte bu da hikayesi;


Yüzük yastığı: 
Aklımda English Home’da beğendiğim bir tepsiyi almak vardı ama sonra o model üretimden kalktı. O ara Prima Rima’ya hikayeli bir tepsi yaptırsam mı diye düşünürken bizim konsept için fazla hareketli olacağını düşünüp vazgeçtim. Her şeyde bir hayır var ki bu çok cici yastık gelip bizi buldu ve konsepte cuk oturdu :)


Kahveler: 
"Kahve ne zaman içilir?" Bu sorun bloglarda tartışılmış durmuş ama ben hiç okumamışım. Biz de de küçük bir hengame oldu açıkcası ve şöyle çözüldü. Kahveler yapıldı, dağıtıldı. İçilirken de konuya girildi. Damat kahvesi için kötü planlarım vardı ama 1 ay önce çıkan kötü Zaytung haberini yediğim için çok karıştırmaya korktum. Sadece tuz koydum. Uyanık sevgilim kaytarmasın diye de tescilledim :) Canım benim hiç sesini çıkarmadı, içti… Oysaki "Ayağıma basmak mı tuzlu kahve mi, seç" diye pazarlık yapıyordu :))))


  Damat kahvesindeki renk farkını lütfen görmeyiniz :P



Müzik: 
Arka planda yabancı ve hafif şarkılar çalıyordu ki, isteme faslı bittikten sonra sevgili teyzem kaşla göz arasında kendi teçhizatını kurarak oyun havalarına hızlı bir geçiş yaptı. Biz iki zavallı “Bizim düğünde sadece latin müzikleri çalsın” hayalleri kurarken daha evdeki nişanda kendimizi –hiç istemediğimiz halde- ortada oynarken bulduk :) hatta annemin seçtiği şarkıda dans bile ettik :))))
 

Yüzük anı :)
Ve resmi olarak büyüdük, kocaman olduk

E tabi yorulduk, sonunda kendimizi bahçeye attık
  

Akşama doğru bir kısım gençler olarak kalabalığı kendi eğlencelerinde bırakıp nişan partimiz için yola çıktıkkkk.

Devamı OMG Nişan Partisi

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...