13 Şubat 2015 Cuma

Stress-free wedding vardı da biz mi seçmedik!

Sevgili günlük
 ve
Baylar, bayanlar, evlilik hazırlığında olanlar…
Herkese Merhabaaaaaaaaa!

Hala yaşıyorum :)

En son Eylül’de yazmışım, o zaman belirsizliklerin stresini anlatmışım uzaktan. Şimdiyse üstümden koca bir kamyon geçti desem yeri var!


Şu 5 ayda neler yaşadığım kayıtlara geçsin…

Sanırım hayatımın en kötü doğum gününü o son postu yazdıktan 8 gün sonra yaşadım (Allah daha beterini yaşatmasın) tamamen dış etkenlerden kaynaklıydı… Bu kötü günler çok uzun sürdü. Çok yoruldum. Ama şükreden tarafım beni yeniden aydınlığa çıkardı
 –çok şükür-



Heyecanla deli gibi heveslerle hazırlanmayı hayal ettiğim düğün hazırlıklarına konsantre olamadım. Zaten her adım o kadar birbirine bağlı ki… Biri netleşmeden diğerine başlayamıyorsunuz. Bir süremizde böylece uçup gitti. Tabii ki bir deli başak için çok ağır şeyler bunlar ama o devrede de ilaçlar imdadıma yetişti :)


 Her şeye geç kaldık, bütün heveslerim bitti, hayat ne kadar zor, neden hayatımın en güzel gününe hazırlanırken her şey burnumdan geliyor derken kimle tanışsam, kime selam versem benim hikayelerimi solda sıfır bırakacak düğün hikayeleri dinledim. Halime şükrettim tabii. Ve Allah o kadar büyük ki en en en ümitsiz olduğum noktada her şey tersine döndü :)

Bunları neden yazıyorum çünkü bu aşamaları yaşayan herkes aşağı yukarı aynı sorunlardan geçiyor. Ben bugünler hiç geçmeyecek her şey için artık çok geç derken nasıl bir anda güneş doğdu inanamadım.

Düğün dedikleri

Kabus burada sinyallerini verdi. Bir önceki yazımda düğün olayı bir kıza asla teklif edilmesin derken bir 15 gün önce düğün yapmaktan tamamen vazgeçmiştim. Ya da yapalım ama her şeyiyle kendimizin ilgileneceği bir düğün yapalım dedim. Aslında hayallerimde de kendi düğünümü kendim yapmak vardı.Her şey o kadar ters gitmişti ki maddi manevi artık yeter dedim. Zaten geç de oldu yer bulmak da zordu. 


Ama dengeler o kadar çabuk değişiyor ki bu sefer de Orkun olmaz dedi. İçine sinecek bu düğün dedi ve kollarını sıvadı. Beni kendimiz halletmeye çalışırsak karşımıza çıkacak zorluklar konusunda ikna etti. Çok koşturdu… Ben masamda o dışarıda deli gibi araştırmalar, iyi haberler arkasından kötü haberler derken tuttuk bu işin yakasını ve mekan ayarlandı. Ama bu sefer de tarih almak sıkıntıydı. Onu bekle, bunu bekle derken vıııızt diye her yer doldu. Biz iki cins insan olarak o koşullarda bile şansımızı zorladık. Gidip nikah dairelerini dolaştık :) Memurlar bile siz deli misiniz satın almayacaksınız, sadece 15 dakika dedi… Allah iyi insanlarla karşılaştırsın duamızın sonuçları sanırım herkes çok yardımcı oldu ve mucize gibi istediğimiz gün / saate günümüzü almış olduk.

En sağlam adım atıldığına göre sırada diğer basamaklar vardı. Gelinlik, müzik, fotoğraf derken koştur koştur bunları da hallettik. Yüzükten sonra gelinlik maceramız da ayrı bir post olmaya aday. Gezmediğimiz yer kalmadıktan ve ben yine umutsuzluklar ülkesine ağır adımlarla yol almaya hazırlanırken canım aşkım yetişti imdadıma istediğin gelinliği bulcam sana dedi ve ilk girdiğimiz dükkanda istediğim gelinlik olmasa da dilimden anlayacak gelinlikçiyi buldu. Blurum dediği anda bulacağından emindim. İmza Karın kitabında Mehmet Ali Birand’ın eşinin onun için kurduğu bir cümle vardır; “Hani yarın güneş doğmayacak desen bir an düşünürdüm.” Orkun için aynı şeyi hissediyorum…

Şimdi ana gündem maddelerim balayı ve düğün teması…

Merkür ve bütün gezegenlerin, aynı anda, şöyle bir geriye gidelim bakalım dediklerini düşündüğüm, bütün insanların, işin gücün, ilişkilerin hatta elektronik aletlerin bile tırlatmış olduğu şu geçiş döneminden minimum zararla sıyrılmak için elimden geleni yapıyorum sevgili günlük! Listeme check’ler attıkça ohhh diyorum. Her şey kontrol altında di mi evren?…

Az zaman kaldı, her şey güzel olsun lütfen…
  





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...